olaytakibi.com

TÜSİAD'ın Türkiye Siyasetindeki Rolü ve Darbe Süreçleri

16.02.2025 00:52
TÜSİAD, Türkiye'deki demokrasi ve siyaset süreçlerinde önemli bir aktör olmuştur. Darbe dönemlerinde ve siyasi krizlerdeki etkileri dikkat çekmektedir.

TÜSİAD'ın Türkiye Siyasetindeki Rolü ve Darbe Süreçleri

Türkiye'de demokrasi güçlendiğinde, TÜSİAD her zaman harekete geçti. Küresel güç merkezleriyle birlikte hareket eden TÜSİAD, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde önemli bir rol üstlendi. Bu süreçlerde, TÜSİAD'ın etkisi ve duruşu, Türkiye'nin siyasi tarihine damgasını vurdu. Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde de TÜSİAD, karşı cephede yer aldı.

1970'lerde Milli Görüş fikrinin yükselişiyle birlikte, 12 Mart Muhtırası yayınlandı. Bu muhtıra sonrası, Profesör Erbakan liderliğindeki Milli Nizam Partisi kapatıldı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel istifa etmek zorunda kaldı ve Türkiye, temel hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getiren bir 'ara rejim' dönemine girdi.

Küresel Güçlerle İşbirliği

TÜSİAD, 1971 yılında Türkiye'nin en zengin iş adamlarının bir araya gelmesiyle kuruldu. Kuruluş, 'Türkiye'nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına yardımcı olmak' amacını güttüğünü ifade etti. 2 Mart 1971 askeri müdahalesinden kısa bir süre sonra, TÜSİAD, özel sektör karşıtı ideolojilerin öne çıktığı bir ortamda ortaya çıktı.

13 Mayıs 1979'da TÜSİAD, Bülent Ecevit Hükümeti'ni düşürmek için gazetelere tam sayfa ilan verdi. İlanda, 'Ekonomide gerçekçi çıkış yolu' vurgusu yapıldı. Ecevit, TÜSİAD için 'Büyük sermaye çevrelerinin paralı, tehditli ve uyarı muhtıralı duyuruları ile Türkiye'de hükümet öldürülemez' dedi. Ancak, Ecevit'in hükümeti kasım ayında düştü.

12 Eylül Darbesi ve TÜSİAD

12 Eylül darbesi sırasında, TÜSİAD, diğer derneklerin kapatıldığı bir dönemde açık kaldı. 23 bin 677 dernek kapatılırken, TÜSİAD, 'Kamu yararına çalışan dernek' statüsü kazandı. Bu durum, patronların isteklerinin yerine getirildiği bir dönemi işaret etti.

12 Eylül sonrası, TÜSİAD'ın yıllık raporları, iş çevrelerinin dile getirdiği düşünceleri yansıttı. 1980 yılında Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin toplam bilanço karları 124 milyar iken, 1984 yılında bu rakam 655 milyara çıktı. İşçi ücretleri ise ancak 1989-1991 arasındaki grev hareketleriyle eski seviyesine ulaşabildi.

28 Şubat Süreci ve TÜSİAD

Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, TÜSİAD'ı 'ülkenin kanını emen' bir menfaat grubu olarak nitelendirdi. TÜSİAD, 28 Şubat sürecinde, Refah Partisi-DYP koalisyonuna karşı açıkça cephe aldı. Bu süreçte, TÜSİAD, Ecevit hükümetini düşürmek için ilan silahını kullandı.

28 Şubat sürecinin sivil ayağı '5'li çete' olarak bilinirken, bu çetenin finansörü TÜSİAD oldu. Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasaklar getirildi. Bu dönemde, Anadolu kaplanları olarak bilinen MÜSİAD, TÜSİAD'a karşı aktif bir pozisyona geçti.

İş Dünyasında Baskılar ve Sonuçlar

28 Şubat sürecinde, MÜSİAD üyeleri üzerindeki baskılar arttı. MÜSİAD'ın hedef alındığı manşetler peş peşe geldi. Gazetelerde 'Genelkurmay'dan MÜSİAD'a ambargo' başlıkları atıldı. Bu baskılar sonucunda, MÜSİAD üyeleri yüzde 20 küçüldü.

TÜSİAD'ın 28 Şubat darbesindeki rolü, yıllar sonra TÜSİAD üyesi İshak Alaton tarafından itiraf edildi. Alaton, TÜSİAD'ın 28 Şubat'a destek verdiğini belirtti. Bu durum, TÜSİAD'ın tarihindeki önemli bir dönüm noktası olarak kaydedildi.

Cumhuriyet Mitinglerine Destek

TÜSİAD, Cumhurbaşkanlığı seçimleri bahane edilerek düzenlenen Cumhuriyet mitinglerine de destek verdi. Bu mitingler, darbe çağrılarının yapıldığı birer kürsüye dönüştü. Dönemin TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ, bu mitingleri Türkiye'nin aydınlık yüzünün kendini ortaya koyması olarak değerlendirdi.

TÜSİAD'ın bu destekleri, Türkiye'deki siyasi atmosferde önemli değişimlere yol açtı. Cumhuriyet mitingleri, TÜSİAD'ın darbe çığırtkanlığı yaptığı bir dönem olarak tarihe geçti. Bu süreç, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

Bize Ulaşın